kuranı; eşcinsel kavimlerin kafasına taşlar yağdırılıp, dev meleklerle helak edildiği ayetleriyle birlikte 3 günde okuyuverip, bir de üstüne etkilenerek hidayete eren eşcinsel bir birey varmış... benzer binlerce hikaye roman, tv dizilerinin olduğu; insanların gerçek bilgi-bilim-kitap yerine bunları okuyup, kendinden geçerek etkilendiği bir ülkede, gayet sıradan, yarın öbürgün romanı bile çıksa hiç şaşırmayacağım bir mektuptur.
karşısında durup anlamsız bakışlarla, he, he he, hmm gibi ifadelerle cümleler kurmadan, sadece tınılarla iletişim kurulması daha sağlıklı bulunan bir insan türü.
spor yaparken yada koşarken vücudun 'endorfin' hormonunu üretmesi sonucu kişi, kendini rahatlamış ve başarmış hisseder. araştırmalara göre spor yapan kişi, kendini normal halinden çok daha seksi ve çekici gösterebilirmiş.
alman 'die zeit' gazetesini elime aldığımda sorguladığım hadise. haftalık, tam 12 ayrı ek gazete bölümüyle birlikte sunulan ve oldukça kalın bir alan tutan yığınlan sayfa arasında boş bir habere, hatta 'haber'e bile rastlamadım. inanılmaz doyurucu bilimsel, kültürel yorum ve makalelerden başka bizim haber diye tabir ettiğimiz 'olay'lar yoktu. bu bana ülkemizde gazetenin neden kütüphanenin bir bölmesinde saklanmak yerine, üzerine çekirdek çitlenen bir kağıt paçavrası olarak değer gördüğünü hatırlattı.
işsizlikle birlikte artan, bahtsız bireylerin zaman zaman maruz kaldığı durum... mutaassıp bir aileniz de varsa, işte o zaman tadından hiç yenmez! evden biranönce çıkmak için muslukçu, pompacı ilanlarına bile bi alıcı gözüyle bakarsınız.
kuranı; eşcinsel kavimlerin kafasına taşlar yağdırılıp, dev meleklerle helak edildiği ayetleriyle birlikte 3 günde okuyuverip, bir de üstüne etkilenerek hidayete eren eşcinsel bir birey varmış... benzer binlerce hikaye roman, tv dizilerinin olduğu; insanların gerçek bilgi-bilim-kitap yerine bunları okuyup, kendinden geçerek etkilendiği bir ülkede, gayet sıradan, yarın öbürgün romanı bile çıksa hiç şaşırmayacağım bir mektuptur.