fiddy

Durum: 387 - 0 - 0 - 0 - 07.02.2013 22:38

Puan: 7522 - Sözlük Kezbanı

13 yıl önce kayıt oldu. 2.Nesil Yazar.

-
  • /
  • 20

kolpophobia

çok fobili bir lezbiyen olarak, sahip olmadığım için çok mutlu olduğum bir fobi.

açıkçası nasıl bir travmanın böyle bir etki doğuracağını da merak etmekteyim. bir vajina size ne yapmış olabilir ki? güzel güzel duruyor yani o orda.

özür dilerim

fazla kullanarak anlamını aşındırabileceğiniz, "artık özür dilemen kesmiyor!" şeklinde karşılıklar alabileceğiniz, ama yine de yerine söyleyecek başka şey bulamadığınız için tekrar kullanacağız iki kelimedir.

ben bunu yerim dediğiniz şey

audrey tautou... hiç acımam yani, tekrar tekrar ben onu... *öhöm* tamam sakinim.

ayrıca caro emerald.

bu ikilinin fizikleri bayağı farklı aslında ama benim zevkim de günüme göre değişiyor. bazen 1.5m boyunca minyon kadın istiyorum, bazen de böyle etine dolgun, ele avuca gelecek kadın istiyorum, genelde 2. grup kazanıyor.

(bkz: yemeğin salçalısı kadının kalçalısı )

lezbiyen

"lezbiyen var dediler geldik."

şaka bir yana, "buranın lezbiyen popülasyonu artmalı bence" deyince arkadaş bir bakayım dedim.

lezbiyenler sanki böyle şehir efsanesiymiş gibi bir hal aldı sanki ya, bir kere nedense herkes "nasıl sevişiyorsunuz abi siz? ne nereye gidiyor? noluyor?" modunda cinselliğimizi merak ediyor; onu geçtim şu "femme - butch" eşleşmesi dışındaki ilişkileri kabul etmeyen "o nasıl olur ya? hanginiz erkek bu ilişkide şimdi?" diyenler de var.

neyse, sitenizin en yeni lezbiyen yazarıyım, hayırlı uğurlu olsun hepimize.

enjoy the silence

daha doğmadan dinlemeye başladığım (annem bana hamileyken dinlermiş) ve hala bir türlü sıkılamadığım, ne zaman duysam içimi bir hoş eden çok güzel bir depeche mode parçasıdır kendisi.

hadi dinleyelim.

sözlükçülerin 15 yaşındaki haline vereceği öğüt

15. doğum günün seni pek heycanlandırmadı biliyorum, ama hiç moralini bozma ve kendini hazırla, bu yaz senin için bomba gibi geçecek!

(bkz: ilk sevişme)

ekonomi üniversitesi

aynı özellikte bir diğeri için (bkz: yakın doğu üniversitesi)



edit: lisede eşit ağırlık öğrencisi olan, benim şahsen tanıdığım gerizekalı adamın biri şu an tıp 3. sınıf ise, ben o okula okul demem. şu an ydü diploması sahibi olan, veya sahibi olacak olan en az 100 moron örnek verebilirim, hangi ydü öğrencisi yazdığıma alındı bilmiyorum ama kader kahpe kader, okulun hali bu.

dipnot: okulun sahibini şahsen tanıyorum, eski sevgilim de orada çalışıyor, parayı vereni okula kabul ediyorlar (özellikle yabancı öğrencileri) ve para ödendiği sürece o diploma alınıyor.
  • /
  • 20
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 387

hobisi gizli pasiflik olan heteroseksüel

benim yakın bir hetero arkadaşımla konuşmuştuk bunu, kendisi anal uyaranlardan zevk aldığını kabul ediyor, kız arkadaşlarıyla da çeşitli deneyimleri olmuş * henüz denememiş ama sevgilisine strap-onla pasif olabilirmiş dedi mesela, ama bu adam hetero yani. ben özellikle konuştum, beni de biliyor, açık görüşlü de bir arkadaş, gizlemezdi yani benden eğer eşcinsel olsaydı. sorduğumda söylediği şey:

"bana erkekler çekici gelmiyor, kadınlar beni tahrik ediyor, öyle erkekliği göt deliğiyle bağdaştıranlardan da değilim, zevk alacağım bir şeyse niye yapmayayım?" dedi bana, ki haklı. *

böyle de bir versiyonu var yani bunun.

kıbrıs

memleketim. oradayken rahat edemediğim, orada değilken özlediğim, akdeniz'in 3. büyük adası.

fahiş fiyatlardan bahsedilmiş, haklısınız çok pahalı kıbrıs'taki fiyatlar, bunun sebebi de ticaret yapabildiğimiz tek yer olan tc'nin %50 gümrük vergisi alması. gazetelerde, dergilerde falan görmüşsünüzdür, kktc fiyatı neredeyse 2 kat daha pahalı her şeyin.

ingiliz hayranlığı konusuna gelince, böyle bir durum yok. varolan durum şu: kıbrıs'taki savaş ve politik belirsizlik sebebiyle yüzbinlerce kıbrıslı ingiltere'ye göç etti, kıbrıs'ta yaşayan kıbrıslı türk sayısı, ingiltere'de yaşayan kıbrıslı türk sayısından daha az. yurtdışında yaşayan bu insanların çoğu, gayet anlaşılabilir bir şekilde, bir süre sonra memleketlerine dönmek istediler, 20-30 sene ingiltere'de yaşadıktan sonra ister istemez ingiliz kültüründen alışkanlıklar kalıyor.
kıbrıs'taki eğitim sistemi zamanında ingilizlerin kıbrıslı rum ve türk öğrenciler için ortak olarak hazırladığı eğitim sistemiydi, kktc'nin en iyi okulları türk maarif kolejleri (eski adıyla, ingiliz koleji), 100% ingilizce eğitim veriliyor bu okullarda, üniversite başarı oranı da inanılmaz yüksek. doğal olarak, pek çok genç bu okulları kazanmak için çabalıyor ve ingiliz sisteminde eğitiliyor. ben öss öğrencisiydim, lisenin son 2 yılında farklı şekilde ders almaya başladım ve açıkça söyleyebilirim ki türkiye'nin sisteminden en az 4 kat daha iyiydi o sistem.
ada ingiliz sömürgesiyken ingilizler buraya kendi sistemlerini oturtmak için bayağı uğraşmışlar, hala daha devlet okulları dahil tüm okullarda 1. sınıftan itibaren ingilizce dersi veriliyor, turizm açısından da önemli bir yer olunca, aşağı yukarı herkes rahatça ingilizce konuşabiliyor.
bu tarz sebeplerden ingiliz kültürünün etkileri görülüyor kıbrıs'ta (trafik de soldan mesela) fakat bu hayranlıktan değil, yerleşmiş ve mantıklı sistemler olduğu için.

ayrıca, yavru vatan tanımını sevmiyorum, sevmeyeceğim.

iz bırakan kitap cümleleri

"one day i will find the right words, and they will be simple." * demiş jack kerouac dharma bums * kitabında.

benim için dövmesini yaptırmayı düşündürecek kadar değeri olan bir sözdür.

ablaların kardeş sevgisi

iki küçük kardeşi olan bir abla olarak, onlar için ölebilirim bile. küçük olan 2 yaşında, büyük olan 8; bayağı yaş farkımız var yani, hele ufaklık çocuğum gibi.

ne zaman onları ziyarete gidecek olsam, üç gün aç gezmem gerekse bile mutlaka sevecekleri bir şeyler alıp götürürüm. gurur duyacakları, arkadaşlarına hava atacakları bir abla olmak için elimden ne geliyorsa yapıyorum yani. parkta saatlerce oynamaktan tut, enstrüman çalmayı öğretmeye, muhteşem kitaplar önermeye kadar aklıma ne geliyorsa yapıyorum.

cüzdanımda ikisinin de fotoğrafı var, hep yanımda taşıyorum. ikisine de ne kadar düşkün olduğumu anlatmam mümkün değil yani.

bir farklıdır kardeş sevgisi.

eski başlıkları hortlatmak

yeni başlıklar beni açmadıkça "rastgele"ye tıklayıp gerçekleştirdiğim hadisedir.

kimse küfretmiyor efenim, en azından öyle ummaktayım.

eşcinsel olduğunu belirtmenin yolları

mekana beğendiğim bir kadın girince jim carrey'in maske filminde yaptığı gibi gözlerimi yuvalarından çıkarıp, dilimi yerlere serip, kurt gibi uluyorum, anlamayan kalmıyor.

görsel için bakınız:

kadın kadına seks

çok iyidir, güzeldir, dünyada daha çok olması gereken şeylerden biridir kesinlikle.

mitlerin aksine, "yapay bir girme çıkma" o kadar yaygın değildir, hatta oran olarak gayet azdır. penisimiz olmasa da çok şükür ellerimiz, bellerimiz, kollarımız, bacaklarımız mevcuttur, ve cinsellik - kadın erkek ayrımı olmadan - sadece tek bir organ temelli olmamalıdır zaten.

uzun tırnaklı lezbiyen olmaz, olmamalı, olmasın. travmatik deneyimlerim oldu.

oyuncak kullanmayı ben şahsen tercih etmem, fakat benim de bir strap-on'um var, adı recep, kendisi bir süredir dolabımda duruyor, fazla aksiyon görmedi. böyle "aksesuar" kullanan kadınlar tabii ki vardır, benim de arada bir canım çeker yani, ama bu tamamen roleplay şeklinde olur, en azından benim için. "yapay penis kullanacağına gerçeğini alsana işte!" diyen her adamı "benim yapay penisim 23cm ve ereksiyon problemi yok" diyerek itinayla morartıyorum. ayrıca, önemli olan genital organlar değil sadece.

en büyük bir diğer sıkıntı, lezbiyenlerdeki aktif - pasif dinamiğinin anlatılmasıdır. ben de bu konuda çok yardımcı olamayacağım.

cennetin ırmakları

ceyl'an ertem'in ütopyalar güzeldir albümün 5. parçasıdır. "mabel'in şarkısı" olarak da geçer. albümdeki en sevdiğim şarkıdır.

bir hayatın tükürüldüğü yerde,
aktı şol cennetin ırmakları
bir bezden gördüm ben orda
ahla boyalıydı tırnakları

gözlerinde uykusuz masallar
dizlerinde hala kendi çocukluğunu sallar

ah beyim yapma dur, bir kızım var benim
aslında doğmadı henüz, ama kalbimi emer
beyim dur biraz, nerde benim düş payım
gönlüme geçmez liran, biraz izin ver unutayım

bir rüyanın büküldüğü yerde
yosun tuttu oyunun yorgun taşları
kapkara sürgüler çekildi sonra
çatıldı cennetin o şen körpe gül kaşları

gözlerinde uykusuz masallar
dizlerinde hala kendi çocukluğunu sallar

ah beyim yapma dur, bir kızım var benim
aslında doğmadı henüz, ama kalbimi emer
beyim dur biraz, nerde benim düş payım
gönlüme geçmez liran, biraz izin ver unutayım

beyim yapma dur, bir kızım var benim
aslında doğmadı, ama kalbimi emer
beyim dur biraz, nerde benim düş payım
gönlüme geçmez liran, biraz izin ver unutayım

kürk mantolu madonna

kitap okumayı çok seven, 3 yaşından beri sayısız kitap okumuş olan biri olsam da, türk yazarlara 13-14 yaşlarımda geçiş yaptım. bu kitabı bana çok sevdiğim bir arkadaşım önerdi, okudum ve aşık oldum. sabahattin ali'yle tanışmam, türk edebiyatı'yla tanışmam oldu aynı zamanda.

konusu da, dili de, anlatımı da ayrı güzeldir. benim gibi alıntı koleksiyonu yapanlar için müthiş bir hazinedir aynı zamanda, şiddetle tavsiye edilir.

"bu yaşıma kadar mevcudiyetinden bile haberim olmayan bir insanın vücudu birdenbire benim için nasıl bir ihtiyaç olabilirdi? fakat hep böyle değil midir? birçok şeylere ihtiyacımızı ancak onları görüp tanıdıktan sonra keşfetmez miyiz?"

lezbiyen pornosu izleyemeyen lezbiyen

lezbiyen pornosu genelde hetero erkeklere yönelik yapıldığı için, sahte göğüslü, kırmızı stiletto giyen, silikonlu dudaklı, uzun tırkanlı kadınlar yer alıyor çoğu zaman, izleyemiyorum midem kaldırmıyor.

ayrıca uzun tırnaklı lezbiyen olmaz arkadaşım! olmaz yani! * ağrıyor yahu! *

bir de malum, sürekli araya katılan erkekler oluyor. *

düzgün lezbiyen pornosu nadirdir, ve hepsi ücretlidir. * suicide girls tavsiye edilir.

homofobik homoseksüel

kendileri de gayet eşcinsel * * * * * olmalarına rağmen, eşcinsel insanlar arasında sınıf ayrımı yapıp, kendileri kadar "üst seviyede" olduğunu düşünmedikleri kişileri (bkz: elit gay) küçümseyen kimselerdir.

günlük hayatta en çok gördüğüm, kendileri dışardan anlaşılmayacak kadar maskülen olan eşcinsel erkeklerin, daha feminen olanlara bu şekilde davranmalarıdır.

+ lan bu x de tam bir puşt.
- abi ne diyorsun, sen de eşcinselsin işte.
+ ben eşcinselim oğlum ama puşt değilim.

şahsen duyduğum bir konuşmadır kendisi.

bu gibi insanların hızlıca nesilleri tükenmelidir, zira heteroseksüellerden gelen baskılara bir de homoseksüellerden gelen baskılar eklenince olay biraz sıkıntılı oluyor.

mortal kombatta hangi karakter

scorpion, kesinlikle scorpion, ama sub-zero'yu da severdim.

diş hekimi

lisedeyken tıp isteyen pek çok gencin mottosu "tıp olmazsa diş yazarım"dır, bu sebepten ötürü asıl isteği hekim olmakken dişçi * olan pek çok kişi "dişçi değil, diş hekimi!" şeklinde düzeltmeler yaparak, "tüm derslerimiz aynı zaten, bir de bizde el becerisi çok önemli" diyerek kendilerini iyi hissetmeye çalışır. tıpçılar ise kendilerini onlardan üstün hissettiği için * onları küçümser.

tıpçılar ve dişçiler arasında gerek üniversite süresince, gerek iş hayatında bu gerilim sürer. tabi ki herkes böyle yaklaşmaz, fakat her tıpçı ve her dişçi bunun bilincindedir.

büyük hastanelerde dişçileri kimse adam yerine koymaz çünkü hastanelerde inanılmaz bir hiyerarşi mevcuttur, ve bu düzende dişçiler gerçek hekimler olmadığı için en altlarda yer alır, en üstlerde ise cerrahlar bulunmaktadır.


edit: bir tıpçı olarak dişçilerle bir alıp veremediğim yok, pek çok diş öğrencisi arkadaşım var ve onların işi de gerçekten zor, bir yere kadar eğitim yakın olsa da 2. sınıftan itibaren yollar ayrılıyor ve farklılaşıyor, hekim değiller ve öyle olduğunu iddia edenler beni geriyor.

ekonomi üniversitesi

aynı özellikte bir diğeri için (bkz: yakın doğu üniversitesi)



edit: lisede eşit ağırlık öğrencisi olan, benim şahsen tanıdığım gerizekalı adamın biri şu an tıp 3. sınıf ise, ben o okula okul demem. şu an ydü diploması sahibi olan, veya sahibi olacak olan en az 100 moron örnek verebilirim, hangi ydü öğrencisi yazdığıma alındı bilmiyorum ama kader kahpe kader, okulun hali bu.

dipnot: okulun sahibini şahsen tanıyorum, eski sevgilim de orada çalışıyor, parayı vereni okula kabul ediyorlar (özellikle yabancı öğrencileri) ve para ödendiği sürece o diploma alınıyor.

kendisine ibne diyen gay

kelimeleri sahiplenmekle alakalı bir durum bu. sonuçta "homo" kelimesi de, "gay" kelimesi de, "eşcinsel" kelimesi de hakaret olarak, aşağılama amaçlı kullanılıyor. "ibne" kelimesi de bunlardan farklı değil, zaten aynı anlamda*.

eğer biz bu kelimeleri sahiplenirsek, kelimenin oluşturduğu etkiyi hafifletebiliriz.

kullanılış şeklinden dolayı "kötü kelime" olarak düşünüyor insanlar, gay ve homo'dan farkı yok bence, insanların algısında bitiyor olay.


benzer bir durum için (bkz: kadın denilmesini hakaret olarak alan kadın modeli)
Henüz takip ettiği biri yok.