schubert d 959, piano sonata no 20 in a 2 andantino

geçen hafta üstümde bir ayı vardı. sarılıyorduk. soru soruyordum. dinlemiyordu. boynumda zürafa. halbuki yazışırken öyle konuşmamıştık. gerçi birçoğu ile öyle konuşmuyorduk. bitmesini bekledim. bitince, hepsine yaptığım bir şeyi yaptım: kahve. beğendi. artık soru sormuyordum. "ne dinlersin?" dedim. yüzüme küçümseyerek "schubert" i bilir misin dedi? öğrenci iken kamyoncular, taksicilerle olurdum, ufuk çizgisi geçti. tiksindim. evet bilirim dedim. çok severim dedim. cidden severdim. üstelik, herkes bu sonatayı kış uyfilminden hatırlar ama ben daha önce dinlemiştim. karşımdaki de öyleydi. açtım. dinledik. kahvesini bitirdi. çıkarken, "beni bir daha aramayacağını biliyorum." dedim. istediğini verdim. sustu. evlenecek, karısı ile bu sonatayı dinleyecek olması geçti yıllar sonra yüzümden. sonatayı ilk duyduğum filmi açtım, (kimsenin bresson izlemediği, au hasard balthazar filmi, ne güzeldir halbuki.) tekrar izledim.