gudik türk korku filmi büyü'de arkeologlar toplanıp ateş etrafında, yıldızlı gökyüzü altında ve de ecinni taifesinin sardığı köy yerinde bu şarkıyı söylüyorlardı.
kim bilir neler oldu yer yarıldı herkes hala kibar parlak kutularda toy mühendisler bozuk ve sahte hep havadisler bu mudur bana reva gördüğün kimseler bilmez bu bir kördüğüm
ne ilk ne de son beraber bekledik yaptığımızdan ne kadar emindik
durdum durdum kendime güzel bir ağ ördüm kimse bilmez kimse bilmez bu bir kördüğüm
zaman yok mekan yok hiçbirşey yok yaralı bir melek var eriyor
uzun süredir ağlamayan bu ayı bünyeyi ağlatabilmeyi başarmış şarkıdır. hani bir yere çarpar, acısını ilk birkaç dakika hissetmezsiniz ya, sonra derin bir acı duyup, acıdan ağlarsınız. şarkının yarattığı his bu işte. fena acıtıyor.
"lakin hayat fışkırır damarlarımızdan onca şeye rağmen doyasıya ölesiye ve biz bir yandan yüzü kızaran insan hayvan gibi atlarız avımızın üstüne hem katil hem kurban"
sözleri şevket rado'nun kördüğüm ve ötekiler şiirinden alınan hümeyra parçası. bütün özlediklerim benden ayrı yaşıyor kısmı insanın ağzına sıçıyor. ölümün bir çaresi keşke olsa ama maalesef yok. özle, kafanı duvarlara vur, yırt kendini. ölen biri bir daha sana sarılamaz, seninle konuşamaz.
öyle uzak ki yerim uzakları aşıyor bütün özlediklerim benden ayrı yaşıyor
ya her şeyim ya hiçim sorma dünyam ne biçim bir kördüğüm ki içim çözdükçe dolaşıyor
ayy evet bazen bondage sırasında kördüğüm yaptığım oluyor. partnerim boğulacak gibi olunca hemen makasla kesiyorum ipleri. zor bişey yani. aman siz denemeyin. denemek isterseniz de bi tık uzağınızdayım anacım baayyyyyy.