iz bırakan kitap cümleleri

şu hayatta insan en çok sevdiklerini acıtır. en derin yaralar ailede açılır, kabuk tutsa bile kanar hikaye, içten içe...
elif şafak
dünya hassas kalpler için cehennem gibidir.
suç ve ceza - fyodor dostoyevski
şu anda küçük bir incelik, yumuşak bir bakış, sevecen bir baş sallama, bir gülümseme her şeyi nasıl da çözebilir, gerginliğini giderebilir. oysa herkes bilinçsiz bir mutluluk içinde. yapıntı bir mutluluk bu. gülümseyişleri bile yüzlerine yapıştırılmış gibi. hak edilmemiş bir neşeyi yaşıyor bu insanlar. ya da neşeye benzeyen o şeyi. o arsızlığı, o umarsızlığı. kim bilir belki bu da bir unutma biçimidir. bir bezginlik biçimi.

lal masallar - murathan mungan
... ve sonsuza kadar mutlu yaşadılar.

şu cümlenin iz bırakmadığı insan tanımıyorum.
"ama yemin ederim ki ümitsizliğin nasıl tedavi edileceğini bilmiyorum, tanrı biliyor ya kendiminkine bile bir faydam yok..."
"tamamlanmamış bir kişiliğin ve bastırılmış bir zekânın hastalıklı algıları arasından belli belirsiz canavarı andıran bir şeyin üzerine yüklendiğini hissediyordu. içinde sürünüp durduğu bu loş ve kasvetli alacakaranlıkta, başını çevirip yukarı bakmaya çalıştığında, her seferinde, öfkeyle karışmış bir korkuyla, başının yasaların, önyargıların, insanların, olguların çeperlerini seçemediği, kütlesinden korktuğu, korkunç dik bayırlarla üst üste dizilerek göz alabildiğince yükselirmiş gibi görünen ürkütücü yığınını fark ediyordu, bu, aslında uygarlık olarak andığımız o olağanüstü piramitten başka bir şey değildi."

sefiller, victor hugo
  • /
  • 4