istanbul'da suriyeli eşcinsel mültecinin kafasının kesilmesi

ışid zihniyetinin artık bu topraklarda ne denli yayıldığının ve şiddetinin normalleştiğinin göstergesidir. önceden kadına şiddeti filan tartışırken, bugün kafa kesme, idam gibi şeyleri tartışıyoruz.

öz savunmanın artık hayatımızın bir parçası olması gerektiğini de göstermiştir ayrıca.
dünyanın çivisi çıkmış yemin ediyorum ya.
en korkuncu da bizlerden nefret eden insanların bizi en azından bir tur sikip sonra öldürmek, sike sike öldürmek, zevk vermezsek öldürmek, vermezsek öldürmek istemesi. bu erkek zihniyetinin kadınlara ve eşcinsellere uyguladıkları şiddetin perde arkasında yetersizlik hissi var esasında; karşısındakine yetememek, ona kendi rızasıyla sahip olamaması, olamayacağının farkında olması.
az önce okuduğum kahrolduğum bir eşcinsel cinayeti.. o kadar derneğe, emniyete bildirilmiş olmasına rağmen hiçbir şekilde can güvenliği sağlanamamış çok yazık hakkaten, o kadar bıçak darbesi ve 2 tane kırılmış bıçakla neydi derdin neydi nefretin
korku filmi gibidir. gerçek olması ve götümüzün dibinde olması ayrıca dehşet vericidir. savaşmak istiyorum ama kafa kesiyorlar lan. 21. yüzyılda kafa kesiyorlar. ne yapacağını bilemiyor insan.
kaos'un haberinde daha önceden de "kaçırıldığı ve tecavüze uğradığı"ndan bahsediyor, ama o kadar küçük bir alan tutmuş ki bunlar... garip ya. hayattan nefret etmemek için görmezden gelmeye çalışıyorsun, ama görmezden gelmeye çalıştıkça kendinden daha da nefret ediyorsun.
sanık geçen gün görülen davada cinayeti itiraf etmiş. “canavarca hisle ve eziyet ederek öldürme” suçundan “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası” istemiyle yargılanıyor. wisam sankari'nin katilinin eski sevgilisi de mahkemede konuşmuş, "ilişkiye girmek istemediğim için beni sürekli döverdi" demiş.