bir eşcinselin kendini en rahat hissettiği yer

evidir! heh heh... onu geçelim;
türkiye sınırları içinde konuşalım. toplum içinde çoğu eşcinselde sosyal fobi oluşturacak derecede bir millete sahip olduğumuzdan, kişi kendini bulunduğu sosyal ortamın havasıyla bile bütünleştiremiyor bazen, nefes alamamak budur. oksijen bile yabancı. illa ki eşcinsel dostu kapalı mekanlarda mı takılmalı, olabildiğince kendimizi gizli saklıya tıkıyoruz.

bildiğim, kötünün iyisi, istanbul ve izmir, fakat istanbul kendi içinde bir ülke olduğundan yüzlerce 'şehir' nitelikli semte sahip. biri diğerini tutmaz. fikirleri merak etmekteyim, özgürlükten kastım sevgilinle öpüşerek laylirilom yürümek ya da ben eşcinselim vuhuuu diye sokaklarda koşmak değil. çokça içsel bir duygu, hissetmiş olan bilir.

"şurası çok iyi of aşırı rahatız" diye bir cevap elbette beklemiyorum*, deneyimleri ve kötünün iyilerini merak ettim o kadar.
tuvalet tabi ki abi. fosur fosur, ohh miss.
yatağım. sadece uyumak veya sevişmek olarak düşünülmemeli, yemek yenilenbiliyor, photoshop yapılabiliyor, film seyredilebiliyor, resim bile yapılabiliyor... kendi basına bir salon.
valla herkese göre değişir.kimi kırıta kırıta sokakta rahat eder,kimi soyunup barda rahat eder. ama ben evimde ve sevdiğim arkadaşlarımın evinde rahat ederim.
sevdiğinin evidir. o evde istediğin yerde çıplaksındır. salonda senin dizlerine uzanır. ikiniz de çıplaksınızdır belki. canın istedikçe öpersin. sana yemekten sonra bir kahve yapar. gelir oturur yanına yaslanır sana. beraber keyif içinde birbirinize bakarsınız. onun saçlarını okşarsınız. kokusunu alırsınız günler günler o koku burnunuzun ucundan gitmez. ve o aradıkça sanki koku daha da artar.
kesinlikle asker ocağı değil. ana kucağı hiç degil.
belki sevdiğinin kucağı olabilir.
kendisiyle barışık olduğu yerdir.