sol bacağımda tabiki kocaman bir oldschool ayı var.açılışın ayıyla olmasını istemiştim hep.durduramıyorum kendimi yine sol koluma geyik yaptıracağım ve enseme de kedimin karikatürilize edilmiş halini yaptıracağım.
jonathan safran foer adlı muhteşem yazarın her şey aydınlandı adlı bir diğer muhteşem romanının en sevdiğim cümlelerinden biri dövmem: ''the end of the world has come often and continues to come.''
ayak bileğimde evrim ağacı altında da latince deus non est (there is no god) yazıyor baldırda da kırmızı bir origami kuşu var, pek sevmiyorum açıkçası*. yenileri gelecek umarım.
çok klasik olacak belki ama sol kolumda kendi adımın ve ömrümce hiç unutamayacağım, bedenen yanımda olamasa da ruhu hep benle olan o kişinin isminin baş harfi * var.
ne yaptıracağıma bir türlü karar veremediğim için en sonunda göğsümün sol yanına ayı pençesi yaptırdım (aman ne kadar da yaratıcıyım) neyse benim ancak küçük emrah filmlerinde görülebilecek kadar kötü olan şansım sayesinde dövmeci abi ayı pençesi gibi basit, detaydan uzak, tek renk bir dövmenin içine etmeyi başardı ve bu sefer ödüllü bir dövmeci bulup düzelttirdim. hem ilk ödediğim meblağın iki katını ödedim hem de azar işittim kadından. paramla rezil oldum ama kabus gibi bir ilk deneyimin ardından ikinci dövmemi yaptırmak için sabırsızlanıyorum. iğne müptelası oldum efendim
sosyal mesaj niteliğinde: ilk dövmenizi yaptırırken muhakkak iyi araştırın. sağlam bir dövmeci bulun. önceki yaptıkları işlere bir göz atın. benim gibi löngürt diye ilk girdiğiniz dövme dükkanında dövme yaptırmayın.
sahsen hic sevmem ama bir kere heves ugruna koluma kelebek yaptirmisligim vardi. o da sokak dovmecisine 2 haftalik gecici olanindan yaptirdim. hevesimi gecirdi, bence hos durmuyor dovme olayi. yaptirana da saygi duyarim.
bearpan
ayimsi
dipteyim ben