eşcinseller arasından, toplumun genelinden farklı düşünebilen bireylerin çıkma olasılığı daha yüksek olduğundan* insanlığa sanat, bilim vb. konularda katkılarının da o oranda olduğunu düşünüyorum. dolayısıyla bir zenginlik katmakta dünya'ya eşcinseller, cinsel yönelimden bağımsız olarak...
insan hakları, eşcinsel hakları, yaşama hakkı, kadın hakları konusunda hep bardağın boş tarafı görülen ülke. bugün bardağın dolu tarafını ucundan azıcık görebiliyoruz. sanki biraz "sus payı" gibi olmuş bu düzenleme ama neticede bir başlangıç. bir "ilk"...
tanım: kadınların bugün ilk kez hem aday hem de seçmen olarak belediye seçimlerine katılacakları ülke.
haydi bakalım!
--- spoiler --- suudi arabistan tarihinde kadınlar ilk kez hem aday hem de seçmen olarak bugün, belediye seçimlerine katılıyor. ülkenin tarihinde ilk kez kadınlar oy kullanmaya başladı.
suudi arabistan'da bugün yapılan seçimlerde kadınlara ilk kez aday olma ve oy kullanma hakkı verildi. seçimlerde 980 kadın aday olurken 130 bin kadın oy kullanmak için başvuruda bulundu. bu rakamlar erkeklerle kıyaslandığında oldukça düşük. seçime katılan erkek aday sayısı 5 binden fazla iken erkek seçmen sayısı 1.35 milyon civarında.
geçtiğimiz sene yaşamını yitiren kral abdullah bin abdulaziz 25 eylül 2011'de, suudi kadınların şeri kurallar çerçevesinde seçmen ve aday olarak 2015 seçimlerine katılması yönünde karar çıkarmıştı. --- spoiler ---
tibetin sürgündeki ruhani lideri dalay lama, barışın gerçekleştirilmesi için işid terör örgütüyle diyalog kurulması gerektiğini ifade ederken, hoşgörüsüz müslümanların, barış dini islama büyük zararlar verdiğini söyledi.
italyan la stampa gazetesine demeç veren dalai lamaya, düşmanını mağlup etmenin, onunla dostluk kurmakla mümkün olabileceğine ilişkin bir açıklaması hatırlatılarak, peki işidle nasıl dost olabileceğimizi açıklar mısınız? sorusu yöneltildi. ruhani lider ise, diyalogla. dinlemek, anlamak, diğerine saygı duymak lazım. bunun başka bir yolu yok karşılığını verdi.
röportajcının, ama işid kafa kesiyor. bir kafanız yoksa dinleyecek kulaklarınız da yok demektir sözleri üzerine dalai lama, o zaman kalbinizle dinlemelisiniz. merhametli olmalısınız. eğitmelisiniz. mesela almanya mültecileri kabul ederek, onları besleyerek ve giydirerek çok cömert davrandı: ama şimdi onları eğitme zamanı ifadelerini kullandı. "islam bir barış dinidir, hoşgörüsüz olanlar ise kardeşlerine ve bu inanca zarar veriyor"
avrupanın barışçıl bir islamdan bile korktuğu, eşitlik, özgürlük, kadın-erkek arasındaki eşitlik gibi temel değerlerini kaybetme ve şeriatın burada uygulanmasından kaygı duymasına ilişkin görüşü sorulan 80 yaşındaki lider, herkesin kendi dini ve bir gerçeği vardır, ama bir toplumda birçok din ve birçok gerçek olmalıdır. islam bir barış dinidir, hoşgörüsüz olanlar (müslümanlar) ise kardeşlerine ve bu inanca zarar veriyor diye konuştu.
dalai lama muhabirin, hazretleri, affedin: dinler nadiren barış getiriyor. daha ziyade savaşları, ölümleri, sefaleti kışkırtıyor ifadeleri üzerine ise şöyle konuştu:
bir gün yaradan, ruhani liderlerle buluşacak ve şunu soracak: neden savaştınız? ben sizden bunu istememiştim. savaşları bitirmek için dua etmek yetmez. yoksa yaradan bana 'kötülüğü bitirmek için mi bana dua ediyorsun? bunu isteyen ben değilim, sensin ve sen onarmalısın diye karşılık verebilir. "yeni dalay lama büyüleyici olmalı"
realpolitik meselesi ve buna bağlı olarak papa francesconun, çinin tepkisinden korkarak kendisini vatikanda kabul etmediği hatırlatılan ruhani lider, hiç önemi yok dedi. kendisinden sonra misyonu devralacak dalai lamanın çok güzel olması gerektiğini de ekleyen ruhani lider, o, büyüleyici olmalı. benim gibi olacak değil ya, değil mi? diye espri yaptı. --- spoiler ---
jim jarmusch'un " only lovers left alive" filminin bir kısmı detroit'te çekilmiştir. şehrin ne kadar boş olduğu, boşaldığı, geceleri adeta ölüm sessizliğine büründüğü bu filmde de görülebilir.
"casus" kök olarak neden'den, "belli" ise savaş'tandır. ingilizce'deki "cause" (sebep) ve "bellicose" (savaşkan / kavgacı) sözcükleri de bu latince sözcüklerden türemiştir.
"casus belli" diğer çokça latince terim gibi günümüzde de diplomasi dilinde kullanılmaktadır.
2014 alman yapımı bir film. yönetmeni curtiz burz. film sonlara doğru gerilen bir öykü içeriyor. "das sommerhaus" veya ingilizce adıyla "the summer house", yazlık, yaz evi gibi anlamlara gelmekte. burada kastedilen almanya'da sıkça görülen, tatillerde kafa dinlemek, biraz doğayla vakit geçirebilmek için yapılmış, bizdeki yazlık ev anlamından daha farklı bir anlamdaki bahçeli kulübe.
--- spoiler--- vergi borçları yüzünden sıkıntıda olan bekar bir adam 12 yaşındaki oğluna, para almayı umduğu adamın oğluyla yaşıt kızına iyi davranmasını söyler. bu adamın bir kadın sevgilisi / cinsel partneri vardır... para alınması umulan adam ise, karısı ve kızıyla yaşamakta fakat aynı zamanda eşcinsel partneriyle buluşmaktadır... adamın karısı ise, kocasının cinsel ilgisizliğinden bunalıma girmiştir... ilerleyen sahnelerde, kendisinin de olduğu bir ortamda karısı, diğer adam ve kadın partnerinin üçlü sevişmelerini görürüz... eşcinsel veya daha doğrusu biseksüel adamın ise aynı zamanda pedofil eğilimleri vardır ve 12 yaşındaki çocuğu ayartmaya çalışmaktadır... bu çocuk ise pek saf değildir; her şeyden haberi vardır ve adamın niyetini şantajla paraya döndürmeye çalışır... beklenmedik finali buraya yazmıyorum! --- spoiler ---
amerikalı siyahi eşcinsel edebiyatçı, aktivist james baldwin hakkında, 1973'te çekilmiş, seslendirmesini james baldwin'in yaptığı ve o yılların istanbul'undan enstantanelere rastlayabildiğimiz kısa bir film vardır sedat pakay'ın çektiği...
12 dk.'dan biraz daha az olan kısa filmde james baldwin, uyanır - yataktan kalkar, beyazıt'a, sahaflara, yeni cami civarına, boğaz'a gider, çay içer ve kendinden, istanbul'dan bahseder... filmin adı "from another place" veya "james baldwin: from another place".
nasıl ki bibliophile / bibliyofil'i "kitapsever" diye türkçeleştirebiliyorsak, "yağmursever" diye türkçeleştirilebilecek bir kavram. aşırı ve zarar verici yağmurlar, abartılı sağanaklar hariç, sanırım ben de yağmurseverim.
--- spoiler ---alıntıdır--- bir trafik kazasıyla yaşamlarında başka bir boyut açılan evli bir çift, tanıştıkları yeni insanlarla değişik ilişkilere giriyor, bu arada değişik bir tutkuya kaptırıyorlar kendilerini. kahramanlarımız, araba kazalarıyla varoluşlarını yeniden sorgulayan, metal ile ölümcül tehlike arasındaki bağlantıyla cinsel tatmine ulaşmaya çabalayan bu yeni insanlarla ölümcül bir tutkunun peşine düşüyor --- spoiler ---alıntıdır---
eksilenen bazı girilerime, hatta hepsine baktığımda, aslında eksilenecek bir şey olmadığını, eksileyen tarafın farklı düşünmekten değil de sırf eksilemek için eylemde bulunduğunu ve bana takmış bir psikopatın varlığını duyumsadığımı, dolayısıyla "seri eksi oy veren ibne" gibi seksist bir tanımlama yerine, "seri eksi oy veren psikopat" tanımlamasını yeğlediğim "sözde" yazardır.
edit: bunu da eksileyeceğini düşünüyordum. haklı çıktım. meraklısı profilimden eksilenen girilerimi görebilir ve yazdıklarımın haklılığını da teyid eder.
edit-2: umursamadığım ama ne olduğunun bilinmesini istediğim kişi ve durumdur.
bu kadar hızlı yazar yapılmasını hazmetmeye* çalışan dünkü çömez.
kırım'dan gelirim, adım da sinan'dır.* sinan, bazen sinan cemgil'dir; mimar sinan'dır kimi zaman. sin'dir**. an'dır*. nan'dır**. inan'dır*; sina'dır**... si'dir*. velhasıl-ı kelam, mızrağın ucundaki lüledir. sivridir.*
hem latince, hem arapça, hem farsça kökenli* bir önektir ama her dilde ayrı anlamlar yükler başına geldiği sözcüğe. her üç dilden de türkçe'ye girişi olmuştur bu ekin.
şöyle ki:
latince olarak, çift - iki anlamı taşır. biseksüel'deki, bipolar'daki "bi", budur.
farsça olarak, bitaraf örneğindeki gibi , tarafsızlık, taraf olmama, tarafsız yani "sız" eki üzerinden, yoksunluk, olmama durumu (susuz, kayıtsız gibi) belirtir. bihaber* - habersiz vb. ...
arapça üzerinden bir kullanım örneği verecek olursam, ki arapça'da " ile" karşılığı kullanılmaktadır "bi", bi'l - umum yani bilumum, genel ile, hepsi, tümü, "tüm çeşitleri ile" anlamında.
tüm anlamlarıyla bir tümce*de kullanırsam şöyle bir şey olur*: bilumum ayı sözlük yazarları, biseksüelliğe karşı aynı bakış açısının sergilenmesine karşı bitaraf olmalılar mı?*
şu an kedim yok ve şartlar gereği bir süre daha olmayacak. zaman içinde kedilerim olmuştu. ailemde de kedi besleyen çok insan var. bu kedilerden bazılarının adları şöyleydi: fadiş, mimi, carina*, tırmık, arabişko*, nuri sesigüzel*, pufkin*, nişantaşlı, beşiktaşlı...
varlıklarını kendisine borçlu olduklarını algılayamayacak derecede olup, ötekileştirildiği halde ötekileştirme yapabilen zevatın dahi çamur atmaya yeltendiği fakat altının çamura düşmesiyle altın olma niteliğini kaybetmeyeceği misali, hala ışıldayan, ebediyen de ışıldayacak insan.
başkenti erivan, kendilerine göre yerivan veya yerevan, aslında revan adlı eski bir türk kentidir. revani adlı tatlının adı buradan gelir. halkı en çok, 70 yıla yakın süren sscb idaresinin izlerini silmekle meşguldür halen.
eski bir sevgilimle, üniversite zamanları birbirimizin kazaklarını giymişliğimiz çok olmuştu. sonuç: benim kazaklarım, onun göğüsleri yüzünden pot yapardı ve artık giyilmez hale gelirdi benim için. benimkiler onun olurdu; onunkilerse zaten onundu! istemem, eksik olsun.*
türkçe · çevirisi: ------ ey kervancı, ey kervan! leyla'mı nereye götürüyorsun? leyla'm, canım ve yüreğim olduğu halde? ey kervancı, nereye gidiyorsun? leyla'mı niçin götürüyorsun? birbirimize yalnızken verdiğimiz sözlere allah şahitken? ve aşkımızın karar kılmadığı hiçbir yer yokken? ey kervancı, nereye gidiyorsun? leyla'mı niçin götürüyorsun? inancımın tamamı fani bir dünyaya dair aşkın kıvılcımları ki yaşamın kendisidir yarin hatırası aşkın bir katresinden daha güzeldir aşkın ateşi yaşamaktan daha güzeldir yarabbi gönüllerdeki muhabbeti her zaman sakla benim gönlümde sakladığın gibi leyla ile mecnun efsane oldular bizim hikayemizse sonsuza ulaştı sen hâlâ kaçamak aşkımsın gözümden okunmaz ki derdim bilinmez gam içinde ne hallerdeyim allah biliyor ki senden sonra yaşamadım gönlümün çayırlığını gör ve git tufan gibi yık derdin dallarını gülüm ben, derip de git ki gül ağacıyım tufanın dibinde oturan vücudumun bütün dallarını tabiatın hışmıyla kır ey kervancı, ey kervan! leyla'mı nereye götürüyorsun? leyla'm, canım ve yüreğim olduğu halde? ey kervancı, nereye gidiyorsun? leyla'mı niçin götürüyorsun?
ey sârebân, ey kârevân, leylâ-yi men kocâ mî berî bâ borden-i, leylâ-yi men, cân u dil-i merâ mî berî ey sârebân kocâ mî revî leylâ-ye mân çerâ mî berî der besten-i peymân-e mâ tenhâ govâh-e mâ şod hodâ tâ în cehân ber pâ boved in aşk mâ bemâned be câ ey sârebân kocâ mî revî leylâ-ye mân çerâ mî berî ey sârebân kocâ mî revî leylâ-ye mân koca mî berî temâmî-ye dînem be donyâ-ye fânî şerâr-i aşkî ki şod zendegânî be yâd-i yârî hoşâ katre eşkî be sûz-e eşkî hoşâ zindegânî hemîşe hodâ yâ mehebbet-i dilha be dilhâ bemâned besân-e dil-i mâ ki leylî u mecnûn fesâne şeved hikâyet-i mâ câvidâne şeved to eknûn ze aşkem girîzânî gamem râ ze çeşmem nemî hânî der in gam çe hâlem nemî dânî pes ez tô nebûdem berâye hodâ to merg-e dilem râ bebîn u berû çû tûfan sehtî ze şâhe-i gam gol-e hestîem râ be-çîn o berû ki hestem men ân direhtî ki der pây-e tûfân nişesti heme şâhehâ vucûdeş ze heşm-e tebiet şikeste