bahtabakan

Durum: 239 - 0 - 0 - 0 - 19.07.2014 00:24

Puan: 2650 - Sözlük Kezbanı

14 yıl önce kayıt oldu. 1.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 12

daha çok unutmak için daha fazla sevişmek

bizim bi' arkadaşın deneyip sonun da iyice boka sardığı durum. bunun çocukluk aşkı mı ne varmış o bunu terketmiş. bu da unutabilmek için 8796547363456 kişi ile yatmış. geçen gün aradım nedir durum dedim. bittim ben dedi. ruhum da bedenim de bitti dedi. götüm de kişiliğim de folloş oldu dedi.

sevgilinin doğum gününde ayıcık alması

eğitimini aldığı alanla ilgili kostümü olan bir ayı almıştım bir doğum gününde. bir kafama atmadığı kalmıştı 'böyle hediye mi olur?' diye. sevgilinin sevgili olmadığı taa o zamanlardan belliymiş de ben bilememişim.

tekne kazıntısı

bir zamanlar anadolu'da filmindeki muhtarın küçük kızı için yaptığı benzetme.

sevgilinin çok tatlı kedi gibi bir şey olması

kim o

(bkz: attila ilhan ) 'ın şu dizeleriyle cevap verilesi soru:

yabancı değil ben kaptanım
aç kapıyı suna su
büyük yağmurda ıslandım
şarabın var mı suna su
sabahı bulacağız ha

colin farrell

in bruges filminin dışındaki oyunculuğunu pek beğenmediğim aktör. aslında bu filmdeki oyunculuğunu da beğenmiyorum. küçük emrah benzeri ağlak bakışları çok itici. in bruges'deki oyunculuğunu çekici kılan da colin farrell'in oyunculuğundan bağımsız olarak, o meşhur restorant sahnesi sanırım. filmi güzel yapan da brugge kenti. yoksa oyunculuk namına bir şey yok.
in bruges demişken incicilerin yaptığı şu montajı atlamak olmaz.


17-25 saniyeler arası o mimikler nedir allah aşkına?

eşcinsellere özel cezaevi

bir baskın sırasında, arkadaşlarımı kastederek; polislerin 'al bunu. bunu al' deyip beni es geçmeleri halinde 'al beni lan' deme isteği uyandıran haber.

eşcinsellere özel cezaevi

bir baskın sırasında, arkadaşlarımı kastederek; polislerin 'al bunu. bunu al' deyip beni es geçmeleri halinde 'al beni lan' deme isteği uyandıran haber.

ezan okundu mu diye soran insan

namazda gözü olmayan insanın sorusu. namazda gözüm yok ki ezanda kulağım olsun.

seksi ayı

bu hafta sonu yaptığım istanbul ziyaretinde şahsım kastedilerek çokça söylenmiş güzel, göt kaldırıcı iltifat. eki eki eki...

eski sevgili

yeni sevgili bulunca 'hımss, hımmsss hiçte bi kerem. benim sefgilim var. çok sefiyoruz birbirimizi' diyemeyip; yanıyorum yandım, bir ayı hortumuyla söndürsün beni minvalinden mesajlar atan kişidir.

geyşa ruhlu gay

birkaç günlüğüne beni moda'daki evinde misafir eden bi' arkadaşın sahip olduğu ruh hali. sevgilisini değilse de erkeğini mutlu etme azmine hayran kalıyorum. her şeyimle ayakta alkışlıyorum. mutfakta harikalar yaratması, masajda orgazmdan daha zevkli anlar yaşatması, yatakta benim bile 'sınırsız' diyebileceğim fanteziler yaşatması gerçekten takdire şayan.
şimdi de ballı bademli bilmem neli bir içecek hazırlıyor. gece tanıştıracağı arkadaşlarına hazırlıyormuş beni. ne alakaysa anlamadım ben de :)

ayı dövmesi

yarın bi' arkadaşın tavsiye ettiği kadıköy'deki bir dövmeciye göğsümün sağ tarafına yaptırmayı düşündüğüm dövme. ilginç bir pençe figürü beğenmiştim. onu yaptıracağım sanırım.

tek yön

bu gece bir arkadaş grubuyla gitmeyi planladığımız bar. umarım her defasında başıma gelen taciz olayları, kamil ısrarları, tripleri yaşamam.

cumartesi kahvaltısı

biraz önce denize nazır bir evde adalar manzarası eşliğinde yaptığım eylem. şuanda da sade türk kahvesi yudumluyorum. ne güzel bir cumartesi.

tek yön'de parmak yemek

o da bir şey mi? neler yiyen var diye gülümseten başlık

hayat

en iyi tanımını bir zamanlar anadolu'da filminde rus bir şairden alıntı yapılarak doktor karakteri yapmıştır.
'iğde beline yağmur yağıyor. yağsın. yüzyıllardır yağıyor. ne farkeder?
fakat bundan sadece yüz yıl sonra bile arap ne sen, ne ben ne savcı, ne komiser...
hani şairin dediği gibi;
yine yıllar geçecek ve benden bir iz kalmayacak
yorgun ruhumu karanlık ve soğuk kuşatacak'

yiyemediği yarağın altına yatmak

bizim bir arkadaşın mecazi olan bu sözü gerçekten yaşadığı durum. kendisi tatminsizdi biraz. hep büyük daha büyük olsun isterdi. ama tamamını yiyemediğini de itiraf ederdi. hatta bu sevda yüzünden zamanında götüyle ilgili sorunlar da yaşamışmış. şimdi nerelerdedir ne yapar bilmem. umarım yiyemeyeceği yarrakların altına yatmaktan götü tamamen patlamamıştır.

babasının penis boyunu merak eden insan modeli

yine eskilerden bir anı. (bir dönem ne sapık insanlar varmış çevremde) ruh hastası bir mahluktu. o sadece merak etmekle kalmayıp daha fazlası için hayeller kurduğunu söylerdi. kendi penis boyundan hareketle babasınınkini hesap etmeye çalıştığını söylerdi. baktım bokunu çıkarıyor siktirettim ben de hayatımdan.

firuzağa hamamı

müdavimi olan eski bir tanıdığımın anlattığına göre içinde acayip sikişlerin döndüğü hamammış. yolunuz düşerse bir uğrayın derim. bahsettiğim şahsı tipinden tanırsınız zaten. cool tavırlarına rağmen hamam oğlanı tipindedir. sizi güzel ağırlar hamamın tenha köşelerinde. öyle herhangi bir şey de talep etmez. hayrına, ayıları tatmin etmeye adamıştır kendisini.
benimkisi sadece duyum ama kaynak sağlam :)
  • /
  • 12
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 239

ayı sözlük yazarlarının ilk aşkları

lise aşkım. ilk ve tek aşkım. hasreti, özlemi, yangını hiç bitmeyen, her an zihnimde, her daim hayatımın tam merkezinde olan aşkım. yalanlarla, yalancılarla avunmuşuz ikimiz de yıllar boyu. şimdilerde tekrar bulduk birbirimizi. insanın bu yaşta eli ayağına dolaşır mı? sevgili denilen züppelerle ses tonunu kalınlaştırıp daha bir karizmatik olmaya çalışan bahtabakan ilk selamlaşmada tayyip'in diyarbakır mitingindeki gibi sesler çıkardı.
çok heyecanlıyım sözlük. yıllar sonra, yıllanmış bir aşkın kıyısında olmanın heyecanı bu.
hadi bakalım bahtımız açık olsun.

bu şarkı eşliğinde şarap içme dileklerimle.

hem utangaç, hem hevesli mektepli sevgililerdik
pek kırılgan pek acemi, bi söyler bin gülerdik

en yaratıcı küfürler

ananı avradını bir milyon ton sikim. ağırlığını nasıl hesaplıyorlar ben de bilmiyorum

erkeklerin aşık olduğunda yaptıkları

devamlı telefonda konuşup mesajlaşmak. esnasında da aptal aptal gülümsemek.

1.74 boyunda kültürlü yakışıklı seksi zeki ayı

bir tanım, beni, ancak bu kadar iyi tarif edebilir :)

gerçi boyu birkaç santim eksik yazmış ama olsun o kadar.

ayı sözlük yazarlarının en sevdiği kokular

yayla evinde tertemiz çarşaflar üzerinde uyurken, sabah efil efil esen rüzgarın getirdiği kekik ve çam ağacı kokuları.

ayı sözlük yazarlarının ilk aşkları

lise aşkım. ilk ve tek aşkım. hasreti, özlemi, yangını hiç bitmeyen, her an zihnimde, her daim hayatımın tam merkezinde olan aşkım. yalanlarla, yalancılarla avunmuşuz ikimiz de yıllar boyu. şimdilerde tekrar bulduk birbirimizi. insanın bu yaşta eli ayağına dolaşır mı? sevgili denilen züppelerle ses tonunu kalınlaştırıp daha bir karizmatik olmaya çalışan bahtabakan ilk selamlaşmada tayyip'in diyarbakır mitingindeki gibi sesler çıkardı.
çok heyecanlıyım sözlük. yıllar sonra, yıllanmış bir aşkın kıyısında olmanın heyecanı bu.
hadi bakalım bahtımız açık olsun.

bu şarkı eşliğinde şarap içme dileklerimle.

hem utangaç, hem hevesli mektepli sevgililerdik
pek kırılgan pek acemi, bi söyler bin gülerdik

firuzağa hamamı

yılbaşı gecesinin ertesi günü gittiğim hamam.

gitmemiş olanların fikir edinebilmesi için mekanı ve ortamı kırık dökük de olsa anlatmaya çalışayım. burası blog değil sözlük diyenler rahatlıkla eksileyebilirler.
öncelikle buraya hamam denilmesinin tek sebebi kapısında hamam yazıyor olması. bildiğimiz hamamlar gibi temizlenmek için değil kirlenmek için gidilesi bir hamam.
şu yaşıma geldim (ifade doğrumu bilmiyorum) gay hamama gitmiş değilim. daha doğrusu birkaç gün öncesine kadar gitmiş değildim. senenin ilk gününü hamam sefası ile süslemek amacı ile mezkür hamamın gediklisi diyebileceğim bir arkadaşımın rehberliğinde gittim.
kapıdan girişle başlamak gerekirse; hamamın müdavimi olan arkadaşımla ahşap kapıdan içeri hamam mimarisinde soğukluk denilen mekâna girdik. burada çay sigara içen peştamalli ve dolap, kabin sırasının kendilerine gelmesini bekleyen giyinik insanlar vardı. yoğunluğu buradan anlayabilirsiniz. biz de sigara yakıp beklemeye başladık. ilk izlenimim peştamalini ikiye katlayıp onu da ''düşük bel'' olarak giymiş, müşteri arar edasında şuh kahkahalar atan birkaç çocuğun dışında gey hamamda olduğumu düşündürecek bir durum söz konusu değil. görevliler sıranın bizde olduğunu söyleyerek kapıları bu salona açılan kabinlerden birisinin anahtarını verdi bize. kabinler sadece girişte yok. üst katta da yan yana sıralanmış bir şekilde birçok oda var. biz kabinde soyunup elimize verilen peştamalleri giydik. tekrar, sözünü ettiğim salondan geçerek küçük bir kapıdan ılıklık bölümüne geçtik. burası soğukluk denilen kısımdan biraz farklı. salondan, küçük odalara ulaşımı sağlayan koridor gibi bir yer. burada insanlar daha samimi. yani mekanın ismi gibi artık ılıklaşmış ilişkiler görülebiliyor. ama yine de çok fazla bir hareketlilik yok. sarılan, küçük öpücüklerle idare eden şahıslar öylesine ayakta bekliyorlar. sanırım sıcaklık ya da saunadan çıkan insanlar biraz rahatlamak için burada bekliyorlar. bu kısım o kadar kalabalık ki birilerine sürtünmeden adım atmak mümkün değil. soğukluk kısmına açılan küçük kapıyı açmak için bile bir sürü insan sağa sola çekilmek zorunda kalıyor. bu kısmın hemen sağ tarafında iki adat alaturka tuvalet var. ikimiz de önce tuvaletlere girdik. ben sağdakine girdim ama daha kapıyı kapayamadan geri çıktım. çünkü tuvalet çok pisti ve musluk çalışmıyordu. a dostlar ben hijyen delisi birisi değilim. doksanlı yıllarda kredi yurtlar kurumuna bağlı yurtlarda gocunmadan yaşamış birisiyim. şimdi o yurtların durumu nedir bilmiyorum ama o yıllarda o yurtlarda kalanlar anlamıştır demek istediğimi. hamamdaki tuvalete pis demek pis kavramına hakaret olur. eğer titiz birisi iseniz o görüntü karşısında direk kusabilirsiniz. kokuyu söylemiyorum bile. arkadaşıma sorduğumda onun girdiği diğer tuvaletin normal olduğunu söyledi. musluğu da çalışıyormuş. tuvalet tecrübesinden sonra ben direk hamamı terk etmek istedim ama hem arkadaşımı ısrarla gitmeye ikna etmemden hem de lanet olası meraktan dolayı gitmedim bir yere. sonra yine bir kapılan geçerek bir önceki gibi bir mekana girdik. birkaç kapı açılıyor buraya ve oturmak için plastik kanepeler var. sağ taraftaki iki kapı yıkanma bölümüne açılıyor. bu iki kapıdan soldaki ortada göbek taşı olan bildiğimiz hamam. kurnaların etrafında müşteriler yıkanıyor. yıkanma derken öyle haldur huldur yıkanma gelmesin aklınıza. plastik taslardan üzerlerine su döküyorlar sadece. yahu saatlerce durdum içerde bir tane sabunlu, köpüklü birisini göremedim. tamam ne istiyorsanız yapın da sonuçta burası hamam. işinizi bitirince bari vücut terini atmak, içerdeki o iğrenç kokudan kurtulmak için bir sabun kullanın. param olsa o hamamın karşısına of hamam açarım. orada kirlenenler gelip benim hamamda temizlensin diye. neyse efem boş bir kurna bulup iki yanına oturduk. tiplerin çoğu, çaldığı atı kapıya bağlayıp içeri girmiş gibi. nerde at hırsızı var bu hamam toplanmış. at hırsızı pazarı gibi bir yer işte. işin kötü tarafı bunlar kendilerini çok seksi zannettiklerinden dolayı havaları da bambaşka. çoğu kişi kasıtlı olarak bacaklarını açıp oturduğu için her boy ve tipte inik penis görebilirsiniz. az da olsa yabancılar bulunduğu için sünnetsi penis de görebilirsiniz. çift gelenler muhabbet ederken tekler genelde birbirlerini kesiyorlar. burada da çok hareketlilik yok. sadece kaçamak öpüşmeler var. biz de biraz su dökündükten sonra hamamı keşfe çıktık rehberimin öncülüğünde. yıkanma bölümüne geçen iki kapıdan söz etmiştim. soldakini anlattım sağdaki de ona benzer bir yer ama küçük göbek taşı falan yok ve çoğu kurnanın suyu akmıyor. bu bölüme açılan bir başka kapı da karanlık odanın kapısı. burası 3x3 büyüklüğünde olduğunu tahmin ettiğim küçük ve adı üstünde karanlık bir oda. kapı aralığından içeri girmek çok zor. hamamın diğer bölümlerindeki kalabalıkla eşdeğer bir kalabalık var bu küçük odada. kapıda biraz bekleyip çıkan birkaç kişinin yerine girmeye çalışanlarla beraber girdim. tabi girdim derken odanın ortasına ilerlediğim anlaşılmasın. kapı aralığının olduğu yere kadar ancak bir adım ilerleyebildim. sonra böyle böyle birkaç adım daha atarak odanın içini görebileceğim bir yere kadar ilerledim. tabi buradaki koku bambaşkaydı. yani kapıdan dışarı yayılacak kadar kesif bir koku var. o kadar insanın ter ve meni kokusu. kokunun ağırlığını anlatmam mümkün değil. o kadar grup seks yaptım ama böyle kokan bir ortam görmedim. içeride kimin eli kimin cebinde belli değil. oturanlar peştamalin altından ya da peştemali çıkarmış olarak mastürbasyon yapıyor. bazıları oral seks yaptırıyor bazıları diz çökmüş oral seks yapan kişinin kalçalarını, vücudunu okşuyor bazıları da birbirlerini iterek oral seks yapan kişinin içine girmeye çalışıyor. yani ne olduğu tamamen muamma. ayakta duranlar öpüşüyor birbirlerini okşuyor. ben sadece izlemeye ne olup bittiğini yerinde görmeye gelmiş olmama rağmen kaç kişinin tacizine maruz kaldım bilmiyorum. bir el göğüs kıllarımı okşuyor, onu uzaklaştırmaya çalışırken bir el penisime uzanıyor, o esnada başka bir el peştemalin altından testislerimle oynuyor, bir başka el kalçalarımın üzerinde geziniyor. feminen narin yapılı akça pakça birisi değilim. bildiğin ayıyım. kıllı bıyıklı göbekli vs. buna rağmen kaç kişi beni okşadı bilmiyorum. sonra arkadaşım da geldi karanlık odaya. ben de çiftiz görüntüsü vermek için ona sarıldım. arkadaşım benim aksime genç ve akça pakça biri. onun başına gelenleri siz anlayın artık. tabi o, hamamın müdavimi olduğu için çok daha rahat ve sakin tepkiler verdi.
içeride bu hengame devam ederken kapıdan bir ses duyuldu. '’dolmuş kuyruğu mu bu, yoksa sucuk ekmek mi dağıyorlar?’’ bunu söyleyen kişi '’hala’’ dedikleri bir adam. sanırım hamamın gullümcüsü o hala. ortama biraz daha baktıktan sonra arkadaşın yönlendirmesiyle saunaya yollandık. tabi karanlık odadan, götten baştan vazgeçmiş bir şekilde, '’sikmeseler bari’’ temennisiyle çıktım karanlık odadan. saunaya ılıklık bölümünden geçiliyor. hamamdan çıkışa göre sağa dönüyorsunuz koridorun sonundan sola dönünce yine karşılıklı iki plastik kanepenin olduğu bir bölüm var. bu bölümün sonunda ise siyah cam kaplı küçük bir oda var. işte orası sauna. sauna normal sauna. içerisi çok sıcak, ağaç sedirler vs. burada da kimi peştamalin üzerinden penisini okşuyor kimi çıkarmış mastürbasyon yapıyor birbirlerine kaçamak bakışlar atarak. biz girdiğimizde bir kişi oral seks yapıyordu. adamın birisi ayakta sedirin üzerinde duruyor, diğeri de bir alt basamağa oturmuş abartılı sesler çıkartarak oral yapıyordu. diğerleri de bunları izliyordu. bu durum nasıl gelişti bilmiyorum. biz girdiğimizde içerideki ortam buydu. biz de oturduk terliyoruz ama o dediğim abartılı sesler çıktıkça oral seksi izliyoruz. ama inanın bakmamak imkansız. yarım metre önünde oral seks yapılıyor garip sesler eşliğinde.(bu arada elemanın çok kötü yapıyordu oral seksi). bu '’corp, cuppp’’ sesleri arasında adam boşaldı. tabi oral yapanın ağzına boşaldı. o da ağzındaki meniyi saunanın içine tükürdü. oral yaptıran geğirerek, tükürerek çıktı saunadan. diğeri sağına soluna bakınırken benim arkadaşı kestirdi gözüne. ona yanaşıp okşamak istedi ama arkadaşım reddetti. bu esnada arkadaşımın diğer tarafındaki adam arkadaşımın bacaklarını okşamaya başladı. bu adam karanlık adada da arkadaşıma sarkmıştı. sadece okşayarak değil avuçlayarak, mıncıklayarak, öpüşmeye çalışarak arkadaşıma halleniyordu. yani aynı adam arkadaşımı takip etmiş. sanırım benden çekindiğinden dolayı arkadaşım kimseyle bir şey yapmadı. benim hamama gitmemin asıl sebebi onun anlattığı bir hamam macerasıydı. şimdi efendim arkadaşım kişisi önceden netten tanıştığı birisiyle hamamda karşılaşıyor. adam buna masaj teklifi yapıyor ve masaj odasına götürüyor. masaj odasında kapıyı kilitleyip masaj yapıyor sonrasında da bizimkini afedersiniz iyice bir sikiyor. ama benim böyle bir tecrübem olmadı. baş başa sevişilecek bir tek yer masaj odası o da kalabalıktan dolayı devamlı doluydu. istemem yan cebime koy gibi olacak ama bu kadar eleştirdiğim hamamda 4 saat vakit geçirmişiz. inanın saate bakmasam yarım saat durup çıktık derdim. yaşananlardan rahatsız değilim. sonuçta aşağı yukarı böyle bir yer bekliyordum zaten. gitmeden önce çok çekici geliyordu ama gidip gördükten sonra bir daha gideceğimi düşünmüyorum. sevişen sevişsin, kendini pazarlamak için poposunun yarısı dışarıda gezen tipler müşteri arasın beni ilgilendirmez ama gerçekten o koku, pislik ve bitmeyen tacizler çok rahatsız edici.

firuzağa hamamı aşağı yukarı böyle bir yer. tek güzel şey çalışanların samimi ve özenli davranışı. ben çok kaba insanlardır diye düşünürken aksine çok nazik ve ilgili kişilerle karşılaştım. ücret olarak ise kişi başı 25 tl. tabi bunu temizlenmek için değil o ortamda bulunmak için veriyorsunuz. yoksa hamamın temizlikle hiç alakası yok. ankara’da 40 liraya içtiğimiz şarabı 190 liraya '’ikram’’ eden gey sikme mekanlarından biri değil. hiç gitmeyip de gitmek isteyen arkadaşlar, mutlaka önceden gitmiş bir arkadaşıyla, koku, pislik, taciz gibi olumsuz şeylere hazırlıklı olarak gidin. hamamda da öyle çok hoş çocuk ya da karizmatik adam bulurum beklentisiyle gitmeyin. ben bir tanen eli yüzü düzgün bir çocuk gördüm o da biz girerken çıkıyordu. balamoz ve ayı seven arkadaşım ise bir tane adam beğendi. o adam da kimseyle ilgilenmeyen bir adamdı. sanırım gizli heteroydu.

günün sözü

hep kitaplardan göndermeli cümle olacak değil ya. bazen yıllar sonra karşılaşılan lise aşkından gelen yüreğini titreten bir mesajdır.

'seni çok özlemişim. yıllar sonra bile gözlerin içimi ürpertiyor.'

son sardunyalar

ah o yazlık sinemalar, kapı önü akşamları
saksıda son sardunyalar, avluda el yazmaları

ah ne kahraman ne cesur, ne güzel çocuklardık
her yeni günü ümitle nasıl kucaklardık
ah kaldırımlar biliyor, bi devir muhteşemdik
güz güneşinden hüzünlü, ilk yazdan şendik

hem utangaç, hem hevesli mektepli sevgililerdik
pek kırılgan pek acemi, bi söyler bin gülerdik
hem utangaç, hem hevesli mektepli sevgililerdik
pek kırılgan pek acemi, bi söyler bin gülerdik

o pürtelaş piyasalar, ilk sevda ilk gözyaşları
yolları hep gurbete bağlar, ah o gönül şarkıları

liseyi bitirdiğim yıl çıkan ışık doğudan yükselir albümünde yer alan sezen aksu şarkısı. benim ve bizim için en muhteşem şarkılardan birisidir. yıllar sonra karşılaşılan lise aşkıyla karşılaşıp beraber mırıldandığımız şarkı, şarkımız. lise aşkına tekrar kavuşmak insanın ruhunu biraz ergenleştiriyor sanırım. olsun hayatımın en muhteşem günlerinden birisini yaşadım dün. bu kadar da şımarayım artık :)

ayı sözlük itiraf

ben onu hiç unutmamıştım. o da beni unutmamış. dün gece tesadüfen karşılaştık. aradan geçen çok uzun yıllara, ikimizin de hayatına girip çıkan o kadar çok insana rağmen, o aşk, o tutku, o heyecan hiç bitmemiş ikimizde de. ilk defa dokunduğum erkeğe tekrar dokundum, ilk öptüğüm erkeği tekrar öptüm yıllar sonra, ilk öpüşmenin heyecanlıyla.
hiç ummazdım tekrar bu kadar heyecanlanacağımı. sebepsiz değilmiş son aylarda tekrar tekrar aklıma gelişi, tekrar yıllanmış fotoğraflara bakıp bakıp içlenmek. ikimiz de birbirimize baka kaldık. zaman, uzam yıkıldı gitti bir anda. evrende sadece ikimiz var gibiydik. öylece bakıştık sadece. hep sevişecekmiş gibi bakardık birbirimize. yine öyle baktık. bir cesaret yanına gidip 'merhaba. sen h....'sın değil mi?' dedim sadece. gülümsedi, gözleri yaşardı. ağlamadı da, gülmedi de. sadece sarıldı. boynumdan öptü, kokladı. sanırım hayatımın en güzel ve heyecanlı anını yaşadım tekrar aynı kişiyle. bir daha birbirimizi kaybetmemek için telaşla sarıldık birbirimize.
daha ilk gündeyiz ve ayrı şehirlerdeyiz. ama o başlamış bile planlara. geleceğimizi beraber geçirme planlarına.

çok mutlu ve heyecanlıyız sözlük.

öpüşürken kalkan penis

aşk turnusolüdür. öpüşen çiftlerden kalkmayanınkinin sahibi gerçek aşıktır. kalkanınki ise seks derdindedir.
Henüz takip ettiği biri yok.
Henüz takip eden biri yok.