insanın yaşlandığını anladığı an

  • /
  • 6
küçüklerin önceden abi derken zamanla amca demeye başlaması *
psk2: ay anne o çocuk * ne zaman üniversiteye başladı,ben onun kısa donla gezdiğini bilirim.
annem: bebeğim üniversite sınavlarına bu yıl 94lüler hazırlanıyor...
psk2:a-aa,şaka mısın sen,94 lüler hangi ara doğup,büyüdüler ki?
annem:git bee şurdan...

not:ama harbi,94lüler giriyorlarmış bu yıl sınava...yeter ulan,doğmayın artık..
zar zor ereksiyon olduğu andır.
şebnem ferahın bir şarkısı vardır;gözlerimin etrafındaki çizgiler artık belli oluyor...
aynaya bakarak dinleyin,eğer duygulanıyorsanız yaşlanmışsınızdır.

insanın hatta her canlının yüzleşeceği, doğanın acımasız gerçeği.
eski dostlarla sohbet ederken farkında olmadan telafuz edilen seneler bir an fark edilince idrak ediliyor en çok.
şu sıralar gündemde olan lys sebebiye artan üniversiteyle alakalı entryler sayesinde senin mezuniyetinden sonra üniversiteye girenlerin bile mezun olduğunu hissettiğin andır.
az önce sona eren yolculuğumda çok fena hissettim bunu. arabadakiler kopmuşlar resmen;şarkılar türküler söylüyorlar,tempo tutuyorlar;ben ise öylece durmuş onların o şen gürültüsü arasında yanımdaki şöfor ile memleket meseleleri üzerine muhabbet etmeye çabalıyorum. *
90'lıklarla yatmak.

sıra 2000'liklere gelmeden emekliliğimi istiyorum.
otobüste, alışveriş merkezinde sevmek zorunda kaldığın çocuğun annesinin "teyzesi oğluşumu mu sevmiş ekikieki" dediği andır çünkü zamanında o cümle "ablası" diye başlamaktadır.
yolda vs. markette filan bazı kendini bilmez annelerin benim market arabamı kurcalayan çocuklarına "aaa rahat bırak amcayı" demesi!!! daha 30 yaşındayım lan!
çalıştığım yere gelen teknik servisin yanındaki çırağa "sen bu fareden hiç gördün mü" demesiyle aldığı "yok, görmedim" cevabını duyduğum andır. nasıl yani dedim, sen ne bileyim hiç bunun altındaki kısmı açmadın, sağ-sol-üst kısımdaki yuvarlağa dolaşan pislikleri temizlemedin mi? diye sordum çocuğa şaşırarak, boş gözlerle baktı bana. ya teknoloji acayip hızlı ilerliyor ya da ben cidden yaşlanıyorum.
"26 mı? ciddi misin? daha genç gösteriyorsun"

ne kadar genç afedersin 17 falan mı?! olsa olsa diyeceğin 21-22 anasını satıyım sanki 35im dedim de daha genç gösteriyormuşum.
pisuvardaki siyah killarınızın beyazladığını farkettiğiniz andır. o an hayatınızın en büyük tra jedisidir artık. olur olmadık zamanlarda suskunlaşmaya başlarsınız.

çocukluğunuzda henüz minicik bir yavru bear olduğunuz, mandalinayesili pantolon giydiğiniz, arkadaşlarınızla bearabeare sabahlara kadar pony slaystation oynadığınız , yaşadığınız küçük ve şirin mahallede, mahallenin bakkalinin kocasinın size elma şekeri verdiği günleri hatırlarsınız.

gençliğinizde bear sikertir tavırlarla ortalarda bir azgın ve aynı zamanda naringergedan özgüveniyle
gezdiğiniz, nickimi sallasam ellisi diyerek kimseyi beğenmediğiniz günleri anımsar, hey gidi hey bir zamanlar ciwan gibi delikanlıydım ama şimdi olmuyorneyapsamolmuyor diyerek iç çekersiniz.

yıllar geçmiş, 1baltayasap olamamışsınızdır. eskiden ahmetonskinin saçları kadar karizmatik olan saçlar dökülmeye, bir kelayi olmaya başlamışsınızdır. gençliginizde aslan yürekli richard gibi dikelen sikiniz, zavallı bir yorgun pipiye dönüşmüştür. teselliyi salaş meyhanelerde, rakı şişesinin dibinde her gece sarosbalık olmakta bulursunuz. performansınızdan memnun olmayıp, aaa niye öyle oldu diye soran ve iktidarsız olduğunuzu
ima eden partnerinize utangaç bir edayla askolsunbenöylebirinsanmiyim
dersiniz.

ve honeybeenim gençliğim anne şarkısını her duyduğunuzda keremce duygulara kapılırsınız, gözleriniz dolar. yaşlanmak böyle birşeydir işte.


aynaya bakarken fonda sezen aksu'nun inanılmaz etkileyen şarkısı kurşuni renkler çalmaya başlar ve dumur olursun. sabah yaşadım efendim bu sahneyi. sözleride şöyledir efendim şarkının;

bir sabah saçlarımı okşayıp da rüzgar
izlerini sürüp de gidecek beyaz beyaz
ve güneş aynaya baktığımda çizgilerden
yeni bir yüz gösterecek üzülerek biraz
yok olmaz erken daha
biraz geç kalın ne olur
hiç hazır değilim henüz
ne olur baharlarımı bırakın bir süre daha
tanıdık değil bana güz
yok olmaz dur
dur gidemezsin
gözlerimin rengi dur
bulutlara dönemezsin
yok alamazsın
beni deli zaman
ömrüme o kurşuni renkleri süremezsin
o gün başka renkte ağaracak biliyorum
ve zorla değil ya o rengi hiç sevmiyorum
ne olur sanki biraz daha zaman verseniz
yıllar öfkenizi hiç mi hiç anlamıyorum

dün eski işyerinden arkadaşımın 2 yaşındaki çocuklarını sevmeye gittiğimde, hem de 3 kere "tuna amcanız geldi, hani tuna amcanız, bak tuna amcanız ne getirmiş" denmesi!
nikah şekeri koleksiyonunuzun gittikçe büyüdüğünü fark ettiğiniz an.
kumandaya uzanmaya üşenip 2-3 saat futbol yorumu izlediğin zaman yaşlandın demektir. *
  • /
  • 6